Alaska’da Bir Yangın

Alaska’da bir sahil kasabasında yangın çıktı. Alaska’da ve Anadolu’dan çok uzakta. Yani derdimiz değil Alaskalıların derdi diyerek, ilgilenilmese de olur konuyla. Bir kova su bile dökülmese de olur.


Oysa ağızlarıyla Pasifik’ten okyanus suyu taşıdı kuşlar yangına. Balıklar, baloncuk baloncuk dualar ettiler ama bir ihtiyar balıkçı, elleriyle yakaladığı balinayı bile salıverdi korkudan. Güney’e doğru kaçmaya başladı. Çünkü o da Alaskalı değildi.


Alaska eskiden Rusların’mış ama sonra conilerce alınmış. Fakat Alaska’da yaz ve bahar olmasa da, bazı bazı yangınlar çıkarmış. Başka felaketler de olurmuş. Bu Alaska’ya ait bir alın yazısı değilmiş elbet fakat Alaska biraz uzak olduğundan, koca Amerika’nın koca gücü bile bazen yetişemezmiş Alaska’ya.


Bir dünya lideridir Amerikan başkanı. Fakat hangi dünyanındır bilinmez. Çünkü çok sever kendisi böyle durumlarda topuklayıp kaçmayı, sözde efendisi olduğu dünyadan. Mars’a kadar yolu var. Alaska’yı kaybetmeyelim yeter.



Komşu adalardan su kuşları, ağızlarıyla sular taşıdılar. Milliyetsiz balıklar, zihniyetsiz sürülerin aksine, hiç olmazsa diyerek, baloncuk baloncuk dualar ettiler. Ama yetmedi. Ama nasıl yetsin ki? Koskoca Alaska yanıyor ve Rusların da değil artık. Ruslar da ‘bize ne’ diyor, tıpkı bizim gibi. Bir tek Alaskalılar can siper, göğüs göğüse çarpışıyorlar yangınla. Ama işte ne kadar iyi niyet olsa da, matematik sırf toplam değil. Bazen bir şeyi bir şeylerle toplamak da yetmiyor. Bir kova suya, bir kova su daha ekliyor Alaskalılar, fakat ancak iki kova su ediyor. Kuşların ağızlarıyla taşıdıklarının yüzü, beş yüzü bir kova zor ediyor.


Alaska yanıyor, yanmaya devam ediyor. Alaska’da salyangozlar, ağaçlar, toprak bile yanıyor. Mevsim hep kış olmasına rağmen, Alaska’da aksi gibi, fiziğe de inat bir yangın karları da yakıyor. Alaskalılar soğuk sever, sıcak özler insanlar. Oysa bu sıcağı en Alaskalılar bile özlemezler bir daha.


Geçmişte de yanmıştı Alaska ve gelecekte de yanacak. Ama iç yangını, dış yangınından beter bu sefer. Çünkü Alaskalılar da biliyorlar gerçeği. Hiç Los Angeles olmadıklarını, olamadıklarını biliyorlar. Fakat bunun bir tanrı hatası olduğu kadar, insan hatası olduğunu da biliyorlar. Zaten o yüzden ‘biz niye hiç Los Angeles olamadık’ diye değil, ‘biz Los Angelesliler için üzülürken, onlar niçin bizim için üzülmüyorlar’ diye üzülüyorlar.


Oysa hata Los Angeleslilerin mi? Hiç de bile. Hata ya tanrının, böyle bir anlaşmazlığa müsaade ettiği için ya da kendini tanrının vekili sanan bazı conilerin. Fakat hatanın büyüğü elbette ki kendine dünya lideri diyen o uyuz Amerikan başkanının.


Los Angeles yanarken de bir kova su döktüğünü gören olmadı. Kuşların ağızlarıyla taşıdıkları kadar bile katkısı olmadı. Fakat yine de yemeyelim hakkını, zira içinden gelerek ve eminim ki içten içe de gülerek, hediyeler dağıttı Los Angelesliler’e.


Yine de yaranamadı o ayrı. Zaten ne yapsa yaranamıyor. İki ucu Amerikan boklu değnek. Daha dün Los Angeles’te rezil olmuşken, şimdi bir de Alaska’da rezil olmak istemiyor da olabilir haliyle. Gerçi kim ne diyebilir ki bir dünya liderine?


Alaska yanıyor, yanmaya devam ediyor. Alaska’da salyangozlar, ağaçlar, toprak bile yanıyor. Fakat Alaska sayesinde, bir şeyler de oluyor. İyi bir şeyler...


Tıpkı büyük Los Angeles yangını gibi, Alaska yangını da bizden götürdü götürmesine ve daha da götürecek. Tabi bu yangınlar başta olmak üzere, tanrının gazabını da dahil etmek farz oldu artık bu işe. Bu bir cehennemler yarışı değil elbette. Kimin cehennemi kiminkinden daha çok yakıyor diye bir yarışa girişmiyoruz. Fakat tanrının da bu işe karıştığı bir gerçek artık. Hem de Amerikan tanrısı.


Alaska yanıyor, yanmaya devam ediyor. Gidenler gitti fakat kalanlar diş biliyor. Koskoca Amerika’nın bu haline, Taliban bile gülüyor. Fakat iyi şeyler de oluyor, hissediliyor bu. Los Angeles yandı, Alaska da yanıyor ama bir bakın derim sokağa; AMERİKAN BAŞKANI GİDİCİ...

Yorumlar

Popüler Yayınlar