Bilgi Üzerine 2
Bilgi nedir?
Her şey bilgi midir?
Her bilgi doğru mudur?
İşe yaramayan bilgiler de var mıdır?
Örnek üzerinden açıklamak gerekirse;
Şifalı olduğuna inanılan bir su kaynağından numune alan bir toksikolog, yaptığı testler sonucunda bu suyun sanıldığının aksine aslında şifalı olmadığı sonucuna varmıştır.
Önceki bilgimiz suyun şifalı olduğuyken, işin uzmanı bir toksikolog yeni bir bilgi verir. Bu bilgi önceki bilgiyi yanlışlayan bir bilgidir. Sudan alınan numune teste girmiş ve sonucunda da su, sanıldığı gibi şifalı çıkmamıştır.
Bu iki bilgi arasında elbetteki büyük bir fark vardır. Zira biri uydurulmuş bir safsata iken, diğeri bilimsel analiz sonucunda ulaşılan bir veridir. Buna rağmen pek çok nedenle insanlar suyun şifalı olduğuna inanmaya devam edeceklerdir. Tabi bazılarının da içine bir kurt düşecek ve muallakta kalacaklardır. Yine bazıları da bu yeni bilgiye güvenecek ve onu doğru kabul edeceklerdir.
Dışarıdan bakan ve henüz taraf olmayan birisi için, görünürde birbiriyle çelişen iki farklı görüş vardır. Biri suyun faydalı olduğunu, diğeri ise olmadığını söylemektedir. Elbette dışarıdan bakan bu tarafsız kişinin yapması gereken en doğru şey, her iki görüşü de dinlemek ve mümkünse birini doğru kabul etmektir. Zira bu iki bilgi birbiriyle çelişmektedir. İkisi birden doğru ya da ikisi birden yanlış olamaz. Mutlaka birisi doğru, diğeri yanlış olmak zorundadır.
Tam bu noktada her iki bilginin kaynağından ziyade, herhangi bir iddia sahibi olmayan bu kişinin sonucu büyük ölçüde etkileyeceği düşünülebilir. Evet, bu kişi belki de doğru olanı seçemeyecek ve kendi kişisel yetersizliği sebebiyle yanlış bilginin doğru olduğuna ikna olacaktır. Ya da en azından her iki bilgiyi de eşit kabul edecek ve kararsızlığı uzayacaktır. Bu durumda suyun şifalı olup olmadığından çok, dışarıdan bakan bu insanın hangi bilgiye göre hareket edeceği önem kazanmıştır. Yani ikna edilmesi gereken kişinin gerçekliği, suyun gerçekliğinin önüne geçmiştir.
Kısacası bilgiyi tanımlayan, sınırlarını çizen, doğru olup olmadığını belirleyen ve son olarak da ona değerini veren, muhatabı olan insandır. Bu şartlarda her bilgi, zihinden zihine farklılık gösterir. En evrensel kabul ettiğimiz doğrular bile herkesi ikna etmeye yetmez.
Özetle; bir bilginin tanımı, değeri, eşitliği gibi ölçüler zihinden zihine farklılık gösterse de sağlamlığı konusunda belirlenen iki yol vardır. İnanca dayalı yol ve bilimsel veriye dayalı yol. Nihayetinde bu iki yol da tümüyle seçim meselesidir.
Suyun şifalı olduğuna inanmak ya da inanmamak seçiminiz olduğu gibi, inancı bir kenara itip sudan numune almak ve teste göndermek de yine sizin seçiminizdir.
Yorumlar
Yorum Gönder