Ceza-Yasa Sorunsalı
Cezaları arttırırsak suçlar azalır, yasaları kaldırırsak suçlar artar.
Bunun anlamı şüphesiz ki, herhangi bir yasa ile sınırlandırılmayan ya da cezalandırılmayan insanın, kötü şeyler yapmaya eğilimli oluşudur.
İnsanın kafasına eseni yapması durumu, kimilerince özgürlük olarak yorumlanabilir. Bunu tartışmayacağım. Ancak bu noktadan hareketle söylemek istediklerim var.
Bir yaratıcının, her anını gördüğüne samimiyetle inanan bir kişi ister istemez otokontrol sahibi olur. Kişi, bu yaratıcıdan korkmuyor olsa bile her an izleniyor olma düşüncesi hiç aklından çıkmayacağı için mümkün olduğunca buna uygun hareket eder. Bu tıpkı bir kamera tarafından izlendiğini bildiğinde hal ve hareketlerine dikkat etme gereği duymak gibidir. Tek fark, kamerada bulunan kör noktaların yaratıcıda olmayışıdır. Buradan ilhamla her anının izlendiğine inanan bir insanın otokontrolünün, kameranın varlığından haberdar olan insanın otokontrolünden daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz.
Suç ve günah kavramları üzerinde çokça tartışılabilir elbette fakat öz itibarıyla her ikisi de bir otorite tarafından yasaklanmış kimi eylemlerdir. Bu bağlamda yaratıcı tarafından yasaklanan günahlar ile devlet tarafından yasaklanan suçlar arasında kimi zaman büyük benzerlikler vardır.
Hırsızlık örneği;
Hırsızlık yapan kişi, çalmanın suç olduğunu bilmektedir. Şayet inançlı ise suça ilave olarak günah olduğunu da kabul etmektedir. İnançsız bir hırsız için otokontrolü sağlayan faktör yaratıcı olamayacağı için, bir başka faktör gereklidir. Fakat bu her zaman mümkün değildir. Zira yaratıcıya atfedilen güçlerle boy ölçüşülmesi çoğu zaman oldukça zordur. Bu nedenle bir kameranın ya da güvenliğin olmayışı suçu işlemeyi çok daha kolay hale getirir. Oysa yaratıcının gözlerinin erişemeyeceği hiçbir nokta olmadığından, günahın işlenişi teoride imkansızdır. Çünkü yaratıcı her şeyi görür.
Pratikte ise inançlı olduğunu iddia eden milyonlarca insanın da günah işlediği bir gerçektir. Bu aslında benim anladığım anlamıyla büyük bir çelişkidir. Kişi hem her şeye gücü yeten bir yaratıcı olduğuna inanıp hem de onun emirlerine bu denli açıkça karşı gelemez. Gelememeli. Fakat olan bu.
Buradan hareketle ya kişinin içinde bulunduğu durumu yeterince anlamlandıramadığını ya da inandığını varsaydığımız şeye gerçekte yeterince inanmadığını söyleyebiliriz.
Örneğe dönecek olursak, yaratıcının her şeyi gören gözlerinin bile durduramadığı insanı, pek çok kusura sahip güvenlik önlemlerinin de durduramayacağı açıktır.
Tam bu noktada başlığımız daha çok anlam kazanmıştır: “Cezaları arttırırsak suçlar azalır, yasaları kaldırırsak suçlar artar.”
Yaratıcı ve kamera varsayımları bize açıkça göstermektedir ki insanın yapmaması gereken şeyleri yapmamasını sağlaması hiç de kolay değildir: “Bunun anlamı şüphesiz ki, herhangi bir yasa ile sınırlandırılmayan ya da cezalandırılmayan insanın, kötü şeyler yapmaya eğilimli oluşudur.”
Özetle; insanı yapmaması gereken şeyleri yapması halinde orantılı bir şekilde ve derhal cezalandırmazsak, o şeyleri yapmaya devam edecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder