Olaylara Yaklaşımlarımız
- Aşırı
- Destekleyici
- Eleştirel
- Umursamaz
Örnek
Deprem sonrası birçok yağma olayı oldu. Bu yağmalar sosyal medya yoluyla, çok sayıda insana ulaştı ve yağmacılara karşı bir nefret oluştu. Sonrasında her toplumsal nefrette olduğu gibi, birtakım kimseler bu soruna kendilerince çözümler buldular. Bu çözümlerden biri de yağmacıları bulup öldüresiye dövmekti.
Çözüm bulanın, bulduğu bu çözüm aşırı bir yaklaşımdır. Onun bu yaptığını onaylamak destekleyici bir yaklaşımdır. Bunun yanlış olduğunu belirtmek eleştirel bir yaklaşımdır. Gördüğü halde olumlu ya da olumsuz bir tepki vermemek ise umursamaz bir yaklaşımdır.
Doğru olan nedir?
Yukarıdaki örnek üzerinden tartışacak olursak, doğru olanı saptamak elbette kolaydır. Çünkü ortada hukuki olarak işlenmiş bir suç vardır. Bu durumda aşırı yaklaşım yolunu seçenler zaten kanun önünde suçludurlar. Öte yandan, onlara fiziksel olmasa bile psikolojik olarak arka çıkanlar de en azından ahlaken hatalıdırlar. Eleştirel yaklaşanlar doğru olanı yapmışlardır şüphesiz. Umursamazlar ise şayet yağmacılık olayına da sessiz kalmışlarsa tarafsız sayılabilirler ve ahlaken herhangi bir sorumluluk taşımazlar. Ama yağmacılığa karşı eleştirel bir yaklaşımları olmuşsa, ahlaken bu suça karşı da eleştirel olmaları gerekir.
Bu örnekten bağımsız olarak tartışacak olursak, yaklaşımları belirleyenin toplumsal baskı, kişisel ahlak ya da hukuk gibi birden fazla faktör olduğunu söyleyebiliriz. Şüphesiz ki olayın büyüklüğü ve yarattığı etkiler de yaklaşımlarımızı belirlemek konusunda önemli faktörlerdir.
Yukarıdaki örnekte toplumsal bir yıkımın ardından işlenen aşağılık bir suç vardır ve bu suça karşı normalde şiddet yanlısı olmayan pek çok kişi dahi en azından destekleyici pozisyonda yer alabilir. Bununla beraber çok daha kötü şeyler yaşandığı bir senaryoda, normalde bu olayda bile doğru olanı yapıp eleştirel yaklaşan biri, belki de doğrudan aşırı yaklaşımın uygulayıcısı olacaktır.
Örneğin hayvanlar konusunda yüksek hassasiyete sahip biri için, bir köpeğin işkence edilerek öldürülmesi tarifi mümkün olmayan bir acı ve öfkeye sebep olabilir. Üstelik bu kişi normal şartlarda oldukça sağduyulu bir insan da olabilir. Ancak bu durumun onda yarattığı etki öylesine güçlüdür ki, yağmacılar olayında çeşitli sebeplerle umursamaz bir tavır takınırken bu olayda tereddütsüz bir şekilde intikam isteyebilir.
Her ne kadar hukuki açıdan, suçu oluşturan eylemlerin şartları belliyse de ahlaki açıdan böyle bir şey söz konusu değildir. Zira ahlak konusunda toplum içinde belirli bir uzlaşı yoktur. Kimi inandığı dinin ya da içinde yetiştiği kültürün bu konudaki tanımını ve şartlarını kabul ederken, kimi de bireysel bir ahlak sistemi oluşturur. Kimi için coğrafya belirleyici olurken, kimi evrensel düşünür.
Yorumlar
Yorum Gönder