Politika Üzerine
Politikacıların büyük çoğunluğu zeki insanlardır fakat hitap ettikleri kitleler o kadar da zeki olmadıkları ve buna karşın işin doğası gereği politikacıların onlardan da oy almaları gerektiği için, birtakım hukuki fakat çoğunlukla da ahlaki yanlışlara yönelmeleri kaçınılmazdır.
Ahlaki yanlışlar
Yalan söylemek ve gerçeği çarpıtmak bu yönelimlerin en yaygınları ve bir anlamda en zararsızları olmakla birlikte oldukça etkili ve politikacı açısından oldukça güvenlidir. Sanırım bu konuda örneğe ihtiyaç yoktur. Zira bu gibi durumların büyük kısmı siyasiye hukuki bir sorumluluk yüklemez. Yüklediği ahlaki sorumluluk ise siyasi tarafından kâr-zarar dengesi gözetilerek önemsenmediği gibi, halk tarafından da ya anlaşılmaz ya da siyasetin bir gereği olarak anlayışla karşılanır.
Bunu bilen politikacı, halkın kabulü durumunda ve elbette ölçüsünde, üzerindeki ahlaki sorumluluğu oy uğruna görmezden gelerek, yalan ve çarpıtma yöntemlerini politik söylemlerinin merkezine taşıyabilir.
Bunu yapmamayı tercih eden ve ahlaki sorumluluklarını da en az hukuki sorumlulukları kadar hassasiyetle karşılayan dürüst politikacı ise, bu basit al-ver dengesinde mutlaka kaybeden taraf olur.
Daha gelişmiş toplumlarda oluşan siyasi dengeler şüphesiz ki bilinçli seçmenin artışı sebebiyle dürüst politikacıya çok daha geniş bir alan açabilir fakat takdir edersiniz ki yalan ve çarpıtmanın kitleler üzerindeki tesiri hiç de hafife alınacak bir güçte değildir.
Yorumlar
Yorum Gönder