Savaş Üzerine

 Savaş, sadece ordular arasında olmaz. İnsanlık ve hatta canlılık tarihi kadar eski olan “çatışma” ile ilgilidir. Bu çatışma bazen kişiler, bazen kitleler, bazen de ideolojiler arasında olur. Hatta bazen ve günümüzde ise en çok, kişinin kendi içinde yaşadığı bir durumdur.

Modern dünyadaki her çatışmayı savaş olarak görmemek çok daha medenice diye düşünebilirsiniz. Ancak gerçek bu değildir. Bir kavram olarak düşünüldüğünde kolayca kabul edilecektir ki hayatın olduğu her yerde savaş vardır ve ondan kaçabileceğiniz hiçbir yer yoktur. Şayet yok olmak ya da köleleşmek istemiyorsanız, savaşmalı, daha da önemlisi bunu akıllıca yapmalısınız. 

Bu anlamıyla iş hayatınızdan romantik ilişkilerinize, siyasi kutuplaşmadan inanç hürriyetine kadar, her alanda işinize yarayacak bir şeydir savaş. Öğrenin ve uygulayın. Bunun sizi kötü bir insan yapacağını ise asla düşünmeyin. Çünkü kötülük, siz en iyisi olsanız bile var olmaya devam edecektir ve siz ne kadar kibarlaşırsanız kibarlaşın onun kabalığı devam edecektir. Sakın birini yenmeyi ya da nezaket ile alt etmeyi, kötülüğe karşı kazanılmış bir zafer olarak görüp şımarmayın. Kötülük öyle çalışmaz. 

Kötülük için bazen zafer, sizin tümden karşı olduğunuz ahlaki yanlışları bile kendi çıkarlarınız doğrultusunda kullanmanız ve bunu iyilik adına yaptığınızı öne sürmeniz olabilir. Bu tuzağa düşmeyin. Düşmanınızı tanıyın ve onu yenecek bir strateji geliştirin ama asla düşmanınızın sizde uyandırdığı nefretin esiri olarak, kendi kimliğinizi bir başka düşmana dönüştürmeyin. Çünkü savaşın en büyük ve yıkıcı olanı, kendine karşı verilen türüdür.