Farklılıklar Meselesi
Dünya sandığımızdan çok daha büyüktür ve üzerinde yaşayan insanların birbirlerine olan kültürel farklılıkları da sandığımızdan çok daha fazladır.
İki komşu ülkede iki farklı din egemen ve dolayısıyla da kültür belirleyicisi olabilir. Bu da coğrafi olarak birbiri ile sınır olan iki ülke arasında birçok açıdan farklar doğurabilir. Bu iki farklı dinin insana, hayvana, doğaya ya da diğer dinlere bakış açısı olumlu ya da olumsuz anlamda farklı olabilir. Mesela biri kendinden olmayana hoşgörüyü öğütlerken, diğeri korumacılıktan doğan bir düşmanlığı öğütleyebilir. Ya da biri hayvanları yemekte bir sakınca görmezken, diğeri bazılarını asla yemez ve hatta istenmeyen tür olarak kabul edebilir. Tabi aynı şekilde bazıları da hiçbir istisna olmaksızın hayvanları yemeyi yanlış bulabilir.
Bu gibi farklılıklar egemen olan dinin etkisiyle kültürü şekillendirebildiği gibi, konumuz olan kültür başka faktörlerle de farklılaşabilir.
Coğrafya bu anlamda en kritik faktördür. Birbirine komşu olan ülkelerden birinin bolca yeraltı zenginliği varken, diğerinde böyle bir zenginlik bulunmayabilir. Bunun sonucu olarak yeraltı zenginliği bulunan ülke, bulunmayana göre daha varlıklı olabilir ya da sırf bu nedenle sömürge haline gelerek mahvolabilir.
Günümüzde yeraltı zenginliklerinin büyük bölümü ölçülebilir durumdadır fakat birkaç yüzyıl önce böyle bir imkan yoktu. Bu da her dönemin kendi şartları içinde değerlendirilmesi gerektiğini gösterir. Bugün konum olarak Dünya’nın tüm gelişmiş medeniyetlerine uzak bir ada ülkesi, yeraltı zenginlikleri sebebiyle revaçta olabilirken, bu zenginliğin ölçülemediği çağlarda Dünya’nın geri kalanının umurunda bile değildir. Aynı şekilde geçmişte konumu sebebiyle çok değerli olan ıssız ve verimsiz bir ada, bugün herhangi bir savaş ya da ticaret atmosferi bulunmadığından hiçbir değer taşımayabilir.
İşte tüm bu sebepler birbirinden farklı kültürlerin gelişmesi, kaynaşması ya da çatışması sonuçlarını doğurur. En nihayetinde olan ise gücü elinde bulunduranın gerekirse zor kullanarak, diğerlerine hükmetme çabasıdır.
Hiçbir değerli şeyinin olmadığını varsaydığımız bir topluluktan, elde edebileceğimiz hiçbir şey olmadığını düşünerek uzak durabiliriz. Fakat bunun aksine onda olup da bizde olmayan değerli bir şey varsa, onu almak için gerekirse zor kullanmaktan kaçınmayız. Kaldı ki geçmişte hiçbir değerli şeyi olmadığı halde yine de çeşitli sebeplerle esir edilmiş ve sömürülmüş topluluklar da vardır. Bu durum açıkça göstermektedir ki insanların büyük kısmı, farklılıkları hoş karşılamaz ve kendi kültürünü diğerlerine empoze etmeye çalışır.
Yorumlar
Yorum Gönder