Savaşçı Zihinler
Onun düşüncelerinden hem nefret ediyor hem de korkuyorlardı. Çünkü onun düşünceleri, artık gözle görülür hale gelmiş adaletsiz bir savaşın, en kuvvetli silahlarıydılar. Biriken tüm kinin, tek bir bedene yoğunlaşması da şüphesiz ki bu bedenin sahibi olan usta zihni alt etme çabasıydı. Onu eşitlik içerek hiçbir tartışmada yenemiyor, onun ürettiği hız ve kuvvette fikir üretemiyor ve kaçınılmaz olarak kendi saflarına çekmeye mecbur oldukları kitlelerin onun tesiriyle nasıl bilinçlendiklerini görüyorlardı.
Özgün olduğu kadar cesur da olan böylesi eşsiz bir zihnin, yarattığı etkileyici fikirlerle ve bu fikirleri ustalıkla nakledebilen bir beceri ile değiştirebildikleri, en çok onları rahatsız ediyordu. Bugüne dek ne ahlaki ne de hukuki hiçbir sınır tanımayan ve herkesçe malum olduğu üzere asgari miktarda dahi olsa hoşgörü taşımayan dayatmalarla gemilerini yürütmekte olanlar, elbette bu tesiri kuvvetli fikirleri hızla düşmanlaştıracak ve bunu yaparken de şaşılmaz bir biçimde alçalabildikleri kadar alçalacaklardı.
Normal şartlarda aklı başında, adalet ve hürriyet arzusuyla yaşayan hiçkimsenin kabul etmeyeceği bu türden bir çirkinlik, ancak nispeten zayıf kişiliklere ve elbetteki gücün çeşitli türleri orantısız şekillerde kullanılarak kabul ettirilebilecek fakat bu kısmen kabul bile elde etmeyi tek hedef haline getirdikleri kitleyi sandıkları ölçüde etkilemeyip, aksine içten içe ve samimiyetle büyümekte olan haysiyetli bir direnci kuvvetlendirecekti. Artık bu yoldan dönüş ne onlar için ne de hapsederek etkisiz kılacaklarını düşündükleri savaşçı zihinler için mümkündü.
Yorumlar
Yorum Gönder