Memleket Sıkıntısı

Memleket sıkıntısının, daha doğrusu kendinden çok daha büyük ve önemli gördüğün bir şeyin, aksini düşünmeyi vatana ihanet saydığın bir şeyin sıkıntısının, sende yarattığı tarifi zor çaresizliğin farkındayım. Bunun ağırlığını ve bu sıkıntıyı gönüllü taşıdığını biliyorum. Çünkü ben de benzer bir sıkıntıyı içimde taşıyor, uzun yıllardır onunla yaşıyorum. Hiçbir gülmem, bu sıkıntıdan habersizlerin gülmesine benzemiyor ve hiçbir mutluluğum onlarınki kadar sahici değil. Üstelik paylaşılamıyor da bu sıkıntı. Adeta ellerim havada yaşıyor ve memleketin göğünü, güneşini kapatan bir taşı, bile isteye taşıyorum. Benim gibi binlercesi de taşıyor bu taşı fakat yine de hafiflemiyor. Taşın büyüklüğünden değil sadece bu. Fizik kurallarına aykırı bir şekilde, ne kadar çok olursak olalım, taşın içimizde yarattığı sıkıntı hafiflemiyor. Benim o taşı birlikte taşıdığım dostlarımın yahut memleketin bir başka köşesinde, aynı yükü tutmaya çalışanların varlığından mutlu olmam gerekirken, olamıyorum. En azından tek başıma mücadele etmediğime şükretmem, sevinmem gerekirken, aksine gencecik çocukların yahut saçı sakalı ağarmışların bu yüke ortak oluşlarına kahroluyorum. Bazen keşke diyorum, keşke bu taşı tek başıma taşıyabilsem de o çocuklar, o saçı sakalı ağarmış ihtiyarlar soluklanabilseler. Bilmem anlıyor musunuz bunun nasıl bir çaresizlik olduğunu? Hem bu taşı yalnız başıma taşıyacak gücüm yok hem de taşın altında ömrü geçenleri görmeye tahammülüm. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar