Gerçek Düşmanlar
Dünyada sömürmedik insan topluluğu bırakmayan, kendi halinde yaşayıp giden ilkel kabilelerin bile huzurunu kaçıran, okyanus aşıp dilini, kültürünü, tarihini bilmediği milletleri bile birbirine kırdıran, her iki tarafa da önce silah sonra barış satan, kendi refahı için milyonlarcasını aç, susuz ve cahil bırakan korkunç düşmanlarla savaşıyoruz. Düşünene düşman, konuşana düşman, üretene düşman bir niyetle yaşayan, kendi nefes aldığı sürece geri kalanına oksijeni bile çok gören, edebiyatla, bilimle ve sanatla medeniyet pazarlayıp, gerçekte adi bir hırsızdan farkı olmayan, petrol için, gaz için, elmas için kan döken ama filmini çekip, kitabını yazarken hep bir kahramanlık öyküsü uyduran, yalancı, namussuz, merhametsiz düşmanlarla savaşıyoruz. Bu düşmanlar ki, kendi milletleri de dahil her milletin evvela cahil kalmasını, sonra da kendileri gibi namussuz olmasını isterler. Ufacık bir birliktelik gördüler mi, sanki bu birliktelik kıyameti getirecekmiş gibi olağanüstü bir tepkiyle ...